Kitap 6 bölümden oluşmaktadır. Yazar gün geçtikçe gelişen
teknoloji ve teknolojiyle doğan (dijital yerli) bir nesle eğitim verecek olan
öğretmenlerin teknolojiyi sınıflarında nasıl kullanmaları gerektiğinden
bahsetmiştir. Yazarın öğretmenleri dijital göçmen olarak adlandırmasının nedeni
teknolojiyi sonradan öğrenmeleridir.
Öğrenci sadece
dinleyen, ödevlerini tamamlayan rolünden, öğretmense düz bir anlatımla eğitim
veren konumundan çıkıp işbirlikçi bir şekilde eğitime öğrenciyi de dahil ederek
birlikte öğrenmenin teknoloji ile daha ulaşılabilir ve kullanışlı olduğuna
değinmektedir.
Yazar ODTÜ-Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri Eğitimi
bölümünde lisans ve yüksek lisans yapması, eğitimci olması kitabın içeriğinin
neden bu kadar zengin ve güncel olduğunu ortaya koymaktadır.
Kitapta da bahsedildiği gibi hedef kitleyi tanımak çok
önemlidir. Öğrenciler aynı anda birçok işi bir arada yapabiliyorlar, yemek
yerken film izleyebilir, ders çalışırken müzik dinleyebilirler. Birden fazla
duyuyu kullanarak birçok görevini yerine getirebilir.
Onlar bir App (Uygulama) Kuşağı! Telefon, tablet ve
laptoplarının ellerinden düşmemesinin nedeni de bu. Onlara teknolojiden
bağımsız ders anlatmak yerine yazarında kitapta belirttiği gibi
öğrencilerinizde birlikte sınıf ortamından çıkıp sanal ortamda ders
yapabileceğiniz birden fazla uygulama oyun mağazalarında yer almaktadır.
Yazar, öğretmenlerin klasik anlatımdan uzaklaşıp öğrenciye
hitap eden dikkatini çekebilecek materyallere yönelmek gerektiğini savunurken
bunu tek başına yapmak yerine zümre ile işbirliği içerisinde olmamız
gerektiğini vurguluyor.
Keywords: #egitim #education #egitimdeteknoloji #diksiyonegitimi #egt #desing #blog #egitim #teknoloji
Yorumlar
Yorum Gönder