Ana içeriğe atla

ÖĞRENME KURAMLARI

Eğitimde Materyal Tasarımı ve Kullanımı
ÖĞRENME KURAMLARI
Öğrenme Nasıl Gerçekleşir?

T.C.
İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ

Seda KOCAMAN – 3271140047 – BÖTE-2
5.11.2016





A.     DAVRANIŞÇI KURAM
Davranışçı kuramcılara göre; öğrenmede dışsal süreçler önemlidir ve öğrenme tamamen çevresel koşullar tarafından gerçekleşir.
Yalnızca gözlenebilen davranışlar öğrenme olarak kabul edilebilir. Buradan yola çıkarak organizmanın kapalı bir kutu olduğunu ve içinde olup bitenlerin görülemeyeceğini savunurlar.
1-     KLASİK KOŞULLANMA
Pavlov’un, köpeklerin mide ve tükürük salgılarını çalışırken köpeğin henüz eti görmeden deneyi yapan kişinin ayak seslerini duyduğunda salya salgılaması, dikkatini çekmiştir. Pavlov deneyini laboratuar koşullarında yapmıştır. Köpeğin tükürük bezi kanalına ameliyatla bir tüp bağlamış ve ses geçirmez bir deney hücresine koymuştur.
2-     EDİMSEL KOŞULLANMA
İki tür koşullamadan söz eder:
1. Tepkisel Koşullama
2. Edimsel Koşullama: Skınner’e göre iki tür davranış vardır:
a)     Tepkisel Davranışlar
b)     Edimsel Davranışlar
Tepkisel Davranış: Bir uyarıcı tarafından oluşturulan davranışlardır. Klasik koşullamadaki koşulsuz tepki, koşulsuz uyarıcı tarafından meydana getirildiğinden tepkisel davranışa örnektir. Tepkisel davranışlar tüm refleksleri kapsar.
Edimsel Davranış: Bilinen bir uyarıcı tarafından oluşturulmaz; organizma tarafından ortaya konur. Kendiliğinden ortaya çıkar ve sonuçları tarafından kontrol edilir.
Örn: Çocuğun ayağa kalkması, yürümesi, konuşması edimsel davranıştır. Çocuğun ayağa kalktığı çevresi tarafında sevinçle karşılanır. Yani çocuğun ayağa kalkma davranışı, sonuçları tarafından kontrol edilir. Pekiştirme tepkiye bağlı olarak yapılmaktadır. Tepki doğru olduğunda pekiştirici uyarıcı verilmektedir.  Edimsel koşullamada pekiştirici uyarıcı yapılan tepkinin sonucunda ortaya çıkmaktadır. Örn: Edimsel davranış olarak manivelaya basma davranışını kullanmıştır. Aç olan hayvan manivelaya basma davranışını göstererek yiyeceği elde etmiştir.
Edimsel Koşullama Süreci:
1. Yoksunluk
2. Besleme Mekanizması Eğitimi
3. Manivelaya Basma



Edimsel Koşullama İlkeleri:
1. Pekiştirici uyarıcının izlediği tepkiler tekrarlanma eğilimindedir.
 2. Pekiştirici uyarıcılar, edimsel davranışların meydana gelme oranını arttırır.
Olumlu pekiştireçler: Ortama konulduğunda belirli bir davranışın yapılma olasılığını artıran uyarıcılardır.
Birincil Olumlu Pekiştireçler: Yiyecek, su, cinsellik.
İkincil Olumlu Pekiştireçler: Herhangi bir nötr uyarıcının olumlu birincil pekiştireçlerle ilişkilendirilmesiyle olumlu pekiştireç özelliği kazanan uyarıcılardır.
Olumsuz Pekiştireçler: Ortamdan çıkarıldıklarında belirli bir davranışın yapılma olasılığını artıran uyarıcılardır.
Birincil Olumsuz Pekiştireçler: Organizmaya zarar veren yaşamı tehdit eden uyarıcılardır. İkincil Olumsuz Pekiştireçler: Herhangi bir nötr uyarıcının birincil olumsuz pekiştireçlerle ilişkilendirilmesiyle pekiştireç özelliği kazanan uyarıcılardır.
Olumlu Pekiştirme: Olumlu pekiştireçlerin ortama konularak davranışın yapılma olasılığının arttırılması işlemidir.
Olumsuz Pekiştirme: Olumsuz pekiştireçleri ortamdan çıkartarak davranışın yapılma olasılığını artırma işlemine denir.  Hem olumlu hem de olumsuz pekiştirme davranışın yapılma olasılığını artırırken, ceza, davranışın yapılma olasılığını azaltır.
Ceza: Organizmaya istemediği bir şeyin verilmesi ya da istediği bir şeyin verilmemesidir. Organizmaya olumsuz pekiştireçlerin verilmesi ya da olumlu pekiştirecin verilmemesidir. Ceza, uygulandığı sürece, yapılmaması istenen davranış baskı altına alınmakta, ancak alışkanlıkları yok etmemektedir.
Sönme: Edimsel koşullama ortamında pekiştirici uyarıcının kaldırılmasıyla davranış sıklığında bir azalma ve en sonunda edim düzeyine inme görülür. Pekiştirmenin yapılmamasıyla davranış, pekiştirilmeden önceki düzeyine düşer.
Kendiliğinden Geri Gelme: Sönme olayından sonra, herhangi bir eğitim yapılmamasına ve ortama herhangi bir pekiştirici uyarıcı konmamasına rağmen davranışın kendiliğinden yapılmasına “kendiliğinden geri gelme” denir.
Biçimlendirme: Edimsel koşullamada bir yaklaşım da, organizmanın daha kısa sürede davranışı öğrenmesini sağlamaktır. Davranış kademeli yaklaşma yoluyla biçimlendirilmektedir.
Ayırt Edici Uyarıcı: Organizmanın hangi uyarıcılarda davranışı göstereceğini öğrenmesidir.
Ayırt Edici Edim: Sadece belli bir durumda yani belli bir ayırt edici uyarıcıya yapılan edimsel tepkidir.


B.     BİLİŞSEL KURAMLAR
Piaget ve Bruner’e göre öğrenme; kişinin davranımda bulunma kapasitesinin gelişmesidir.
Bilişsel kuramlara göre davranışçıların, davranışta değişme olarak tanımladıkları olay, gerçekte kişinin zihninde meydana gelen öğrenmenin dışa yansımasıdır.
Bilişsel kuramcılar, daha çok anlama, algılama, düşünme, duyuş ve yaratma gibi kavramlar üzerinde dururlar.
Bilişsel Kuramlara göre öğrenme; bireyin çevresinde olup bitenlere bir anlam yüklemesidir.
Öğrenme noktasında bugün ulaşılan nokta, öğrencilerin kendisine aktarılan bilgileri aynen almadığı, aksine kendine ulaşan her bilgiyi süzgeçten geçirip yorumlayarak kendi dünyasında bir anlam yüklemeye çalıştığıdır.
C.     DUYUŞSAL KURAMLAR
Duyuşsal kuramlar, öğrenmenin doğasından çok sonuçlarıyla ilgilenir. Bu kuramlar, sağlıklı benlik ve ahlak gelişimini vurgular. Davranışçı kuramlar, öğrenmenin edimsel, bilişsel kuramlar da zihinsel sonuçlarıyla ilgilenirken; duyuşsal kuramlar, öğrenmenin benlik ve ahlak gelişimi gibi duyuşsal sonuçlarıyla ilgilenir.
Kişinin kendisini yeniden yaratması olarak nitelendirilebilecek öğrenme için davranış, duyuş ve zihnin değişmesi gerekir. Zihinsel yapı değişmediği sürece davranışı değiştirmenin fazlaca bir anlamı yoktur. Davranış değişmediği müddetçe de zihnin değişmesi sadece entelektüel duyguları tatmine yarayacaktır. Duyuşsal değişme gerçekleşmediği müddetçe ise kişiliğin değişmesi mümkün değildir.
D.     NÖROFİZYOOJİK TEMELİ KURAMLAR
Nörofizyolojik Temelli Kuram’a göre öğrenme, biyokimyasal bir değişmedir.
Bu kurama göre öğrenme süreci sonunda nöronlarda yeni axon iplikçilerinin oluştuğu iddia edilmektedir. Buna göre her öğrenme yaşantısı yeni sinaptik bağların oluşması demektir.
Araştırmalar biyolojik bilgi depoları niteliğindeki RNA’ların ergenlik yaşlarına doğru arttığını, öğrenme kapasitesinin azalması ile birlikte, yaşlılıkta da azaldığını göstermektedir. Ayrıca, besin yoluyla kendilerine RNA verilen yaşlılarda yakın geçmişi hatırlamada önemli derecede artış olduğu kaydedilmektedir.
Bu kuramı sistematik bir hale getiren Hebb, beyindeki devrelerin çalışma şekli bilinmeksizin öğrenmenin doğasının anlaşılamayacağını savunmaktadır.
Bu kurama göre öğrenme eğer beyinde gerçekleşiyor ise beynin önceki yapısı ile öğrenme gerçekleştikten sonraki yapısı arasında farklılığın olması gerektiğini ileri sürmektedir. Bu noktadan hareket eden Hebb, beyindeki fizyolojik değişiklikleri araştırmıştır. Araştırmalar neticesinde iki kavram ileri sürmüştür. Hücre topluluğu, Faz ardışıklığı.


Duygular örüntülemede önemli bir yer tutar.
        Beyin parçaları ve bütünü aynı anda algılar.
        Öğrenme hem doğrudan odaklanan, hem de yan uyarıcılardan alınan bilgileri içerir.
        Öğrenme kasıtlı ve kasıtsız süreçlerden oluşur.
        Olgular ve beceriler uzaysal hafızada depolandığında daha iyi öğrenilir.(Tecrübelerin depolandığı hafıza) (Deney, drama,film, resim, resim vb.tek. etkilidir.)
        Öğrenme zihni zorlayan etkinlikler ile artar, tehditle ketlenir.
        Hiçbir beyin diğerine benzemez.






KAYNAKÇA

 Keywords: #egitim #education #egitimdeteknoloji #diksiyonegitimi #egt #desing #blog #egitim #teknoloji



Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

KAVRAM KARİKATÜRLERİ

KAVRAM KARİKATÜRLERİ a.       Kavram Karikatürü nedir? “Kavram karikatürü” terimi, spesifik bir bilimsel kavramla ilgili görüşlerin karikatür biçiminde sunulması anlamına gelir. Kavram karikatürleri, her bir karikatür karakterinin günlük yaşamdaki bir olaya ilişkin farklı bakış açılarını savunduğu ilgi çekici ve şaşırtıcı karikatür biçimindeki çizimlerdir (Keogh & Naylor, 1999a; Martinez, 2004). b.      Kavram Karikatürü ile Normal Karikatür Arasındaki Farklar Kavram karikatürleri yapısal açıdan bilinen karikatürlerden farklı bir formatta olup içerisinde mizahi ve abartılı unsurları barındırmamasına karşın olay ve karakterlerin çizgiler ile anlatılıyor olması onlara karikatür özelliği yüklemektedir. Genellikle üç ya da daha fazla karakterin günlük bir olay hakkında karşılıklı soruları ya da fikirleri konuşma balonları biçiminde sunulmaktadır. Karikatürlere konu olan günlük olaylar fizik konularının uyarlamaları biçimindedir. Karakterlerin fikirleri eşit statüde ortaya konm

PSİKOMOTOR ALAN BASAMAKLARI

PSİKOMOTOR ALAN BASAMAKLARI PREZİ SUNUM PROGRAMI Algılama: Hedef: Prezi sunum programını tanıyabilme, diğer haritalardan ayırt edebilme. Davranış : Prezi sunum programını tanır, diğer sunum programlarından ayırt eder. Kurulma Hedef : Prezi sunum programını kullanmaya hazır halde olabilme Davranış : Prezi sunum programını kullanmaya hazır halde olur. Kılavuzlama Hedef: Prezi sunum programını eğitim eşliğinde kullanabilme Davranış: Prezi sunum programını eğitim eşliğinde kullanır. Beceriye Dönüştürme Hedef: Prezi sunum programını tek başına uygun nitelikte kullanabilme Davranış: Prezi sunum programını tek başına uygun nitelikte kullanır. Duruma Uydurma Hedef: Prezi sunum programını Powerpoint programı eşliğinde kullanabilme Davranış: Prezi sunum programını Powerpoint programı eşliğinde kullanır. Yaratma Hedef :  Yeni bir sunum program geliştirme Davranış: Yeni bir sunum programı geliştirir.  Keywords: #egitim #education #egitimdeteknolo

NOMİNAL GRUP TEKNİĞİ NEDİR?

NOMİNAL GRUP TEKNİĞİ NEDİR? Nominal grup tekniği; problem çözme tekniklerinden birisidir. İnsan görüşlerine ve yargıya dayalı  olarak problemin çözümü elde edilmektedir. Subjektif yaklaşımdır, kalitatif bir metottur. Üretim planlamada taleplerin tahminlerinin yapılmasında kullanılan sübjektif yöntemlerden biridir. Beyin fırtınası yada bir başka şekilde üretilen çok sayıda görüşü eşit katılımı sağlayarak önem sırasına göre sıralamaya nominal grup tekniği denir. Bu teknikte grup üyeleri arasında etkileşim oranı oldukça düşüktür. Bir grubun hızlı olarak karar birliğine varması için kullanılan hem düşünce oluşturma, hem de konsensus geliştirme yöntemidir. Düşünce oluşturma aşaması sessiz beyin fırtınası biçiminde gerçekleşir. Bu tekniğe nominal denmesinin nedeni, grup üyeleri arasında etkileşimin çok az olmasıdır. Bir  takım, herhangi bir konu hakkında karar vermediğinde bu teknik kullanılır. “Nominal Grup Tekniği”nin en önemli özelliği, katılanlar arasında tartışmalara ve ger